Herhangi bir zaman ve mekânın kutsiyeti ancak Allah ve Resulü’nün o zamana ve mekâna değer atfetmesiyle olur. Ramazan ayı, Kadir gecesi, Cuma günü ve icabet saati ve Kutlu Zaman Dilimi Üç aylar gibi zamanın altın dilimleri vardır. Bunlardan biri de Berat gecesidir. Berat gecesinin kutsiyeti ve altın bir zaman dilimi oluşu Kur’ân-ı Kerîm’in işaretleri, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in beyanları, selef âlimlerinin bu konudaki mütalâaları ve dünden bugüne Müslümanların genel kabulü ile bu geceye ayrı bir değer vererek ihyâ etmeleri ile sabittir.
Bu gecenin dört adı vardır; mübarek gecenin en meşhur adı ”leyle-i beraa” (Berat Gecesi) olmakla birlikte ”leyle-i mübareke”, ”leyle-i rahmet” ve ”leyle-i sakk” isimleridir. Berat Gecesi, Müslümanlar nezdinde, mübarek kabul edilen gecelerden biridir. Her yıl Şaban ayının ondördüncü gününü onbeşinci gününe bağlayan gece Berat gecesidir. Mübarek Berat Gecesi hakkında Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (s.a.v) hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur
“Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah’u Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: “Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim” diye buyurur.” (İbn Mâce)
İbn-i Abbas’tan rivayet edildiğine göre, hikmetli işlerin birbirinden ayırt edilmesi şu şekilde cereyan etmektedir:
Bu seneden gelecek seneye kadar meydana gelecek olayların hepsi ayrı ayrı melekler tarafından defterlere yazılır. Rızıklar, eceller, zenginlik, fakirlik, ölümler, doğumlar hep bu esnada kaydedilir. O yılki hacıların sayısı bile bu devrede takdir olunur. Herkesin ve her şeyin o sene içindeki mukadderatı kaydedilir.
Fahreddin er-Râzî”nin açıklamasına göre bu defterlerin düzenlenmesi Berat Gecesi’nde başlar, Kadir Gecesi’nde tamamlanarak her defter sahibine teslim edilir.
Bu gece, Allahü teâlânın ihsân ettiği bütün ni’metlere şükretmeli, yapılan hatâlar, günâhlar için de tevbe istigfâr etmeli, Cehennem ateşinden kurtulmayı istemelidir.
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bu gece Rabbine şöyle dua etmiştir:
“Allah’ım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, senden yine sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen kendini sena ettiğin gibi yücesin.”(et-Tergib ve’t-Terhîb, II/119, 120)
Berat kelimesi; borçtan kurtulma, temize çıkıp aklanma, ceza veya sorumluluktan kurtulma gibi manâlara gelir. Berat gecesi, Allah’ın ekstra rahmet, lütuf ve mağfiretiyle tecelli ederek, kullarına bağışlanma kapılarını ardına kadar araladığı; müminlerin dualarına icabet ettiği, günahlarını affettiği, yapılan ibadetleri normal zamanlardan kat kat fazla mükâfatlandırdığı bir zaman dilimidir. Rabbim, istifade edenlerden eylesin..
Bir Ayeti Kerimede ise Berat Gecesi”ni idrak eden herkes, Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’deki; “De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.” (Zümer suresi, 53.Ayet-i Kerîme) müjdesinin farkına vararak kendi özüne dönmeli, ümitlerini canlandırmalı, bağışlama ve bağışlanma duygularını güçlendirmelidir.