Dr. Huseyin Kâmi Büyüközer
Bu projede tohum irdelenmez. Ancak tohumun ekiminden hasadına kadar olan süreçte, kullanılan girdiler (gübre, ilaç kimyasallar vs), kullanım dozu ve zamanları ve üretim koşulları ve prosedürü belli kural ve kriterlere göre düzenlenir. Bu proseste şehir atıklarının ıslahından elde edilen kompost gübreler, mezbahaların kan, tırnak vs. atıklarının ıslahı ile elde edilen organik gübreler. Yani tohumun ve Embriyonun kaynağı sorulmaz, gübrenin organik olması yeterlidir ama kaynağı domuzdan mı, tavuktan mı sorulmaz sadece kimyasal olarak temizliği denetlenir.
Yine bu tek taraflı küresel kurumların geliştirdiği, en ideal küresel denetim sistemi olarak isimlendirilen Kritik Kontrol Noktaların Analizi (Hazard Analysis of Critic Control Points) ‘HACCP gıda güvenliği’ denetim sistemi. Bu sistem restoran gibi hazır gıda arz eden kurum ve market, süpermarketler gibi perakende gıda satış yerlerini denetleyen bir gıda güvenliği sistemidir. HACCP denetim sistemi işletmelerde et kesimine besmele ile başlanıp başlanmadığını sorgulamaz böyle bir zihniyeti de yoktur. Et üretiminde hayvanın kan akıtılarak mı kesildiği yoksa şok öldürmelerle mi etinin alındığı ile ilgilenmez, sadece biyolojik, kimyasal ve Çevresel temizlik ve güvenlik kriterlerine göre denetimler yapar. Oysa Müslümanlar için hayvan kesiminin besmele ile yapılması ve kesimden sonra kanın akıtılması önemli bir husustur.
Helal et üretim kriterleri, hayvanın kesim şeklinden, besmele ile başlanmasından, tavukların ıslak veya kuru yolunmasına kadar bir dizi diğer küresel ve yerel sertifika kriterlerinde olmayan çok özel usul ve kuralları içermektedir.
*Helal-Haram kriterleri görülüyor ki Organik Tarım Prosesinde olduğu gibi çağın en gelişmiş gıda denetim sistemi olduğu lanse edilen HACCP gıda güvenlik sisteminin de ötesinde bir güvenlik filtresi oluşturmaktadır.
Küresel kriterler Musevileri de tatmin etmiyor olmalı ki kendilerine ait hassasiyetler çerçevesinde KOSHER gıda sertifikası ile gıda ürünleri üretmekte ve Musevi tüketicilerin arzına sunmaktadırlar.
*İşin garip tarafı Müslüman öğrenciler, öğrenim gördükleri Amerika Birleşik Devletleri (ABD) veya Avrupa Birliği (AB) devletleri gibi gayrı Müslim ülkelerde helal sertifikalı gıda bulamayınca KOSHER Sertifikalı gıdaları tüketmek zorunda kaldıklarını dile getirmeleridir.
Bu durum bile uluslararası serbest dolaşan gıda ürünlerinde Müslümanlar için Helal Gıda Sertifikasının zaruretini ortaya koymaya yetmektedir ve bir ölçüde de bütün Müslümanları ilgilendirdiği gibi aynı zamanda sorumlu kılmaktadır.
*Öyle ise her mümin, her Müslüman kurum ve kuruluş bu konuda üzerine düşeni yapmakla yükümlüdür Bugün dünya üzerinde 2 milyar Müslüman yaşamaktadır. Neden onların da yukarıda saydığım kurumlara benzer kurumları yok? Bu can alıcı soruyu hep birlikte birbirimize sormalıyız. Yüz yıldır Batı mantalitesi kontrolünde kalmış İslam alemi yaşamak zorunda bırakıldığı yaşam sistemini değiştirmek ve kendi inanç sisteminin isteğine uygun bir yaşam sitemini oluşturmak zorundadır.
Bu yaşam sisteminin adı kısaca HELAL VE TAYYİB YAŞAM SİSTEMİ olacaktır. Bu adı Allah (CC) Kutsal Kitabımız’da bildirmektedir. O halde Müslüman ümmetin yeni yaşam sisteminin standardı da Helal ve Tayyib Yaşam Standardı (HTYS) olacaktır.