Helal ve Tayyib gıda konusu nedir? Bir Müslümanın hayatındaki yeri nedir?
Helal ve Tayyib gıda konusu, bir Müslüman için çok önemli bir konuyu ihtivâ etmektedir. Çünkü Helal ve Tayyib gıda, bir Müslümanın olmazsa olmazı, onun îmânî bir meselesi… Bu kadar önemli bir konuya dikkat edilmemesi bizim için maalesef üzüntü verici bir olay. Ama; «Zararın neresinden dönersek kârdır.» hesabıyla biz bu konuyu; toplumumuza, milletimize anlatmaya çalışıyoruz. Böylece en kısa zamanda kaybettiğimiz mesafeyi, zamanı telâfi ederiz diye düşünüyoruz.
Biz Helal ve Tayyib konusunda aslında yeni bir şey keşfetmiş değiliz. Kitabımız inzâl buyrulduğundan itibaren, Peygamberimiz (sav)’in hadîs-i şerifleriyle de, gün yüzüne çıkıyor ki biz Helal ve Tayyib gıdalarla beslenmek zorundayız. Helal ile beslenmediğimiz takdirde, dualarımızın dahî kabul edilmeyeceği bildiriliyor. Bu kadar önemli bilgilere, tâlimatlara, emirlere muhatap olduğumuz hâlde; şimdi biz konuyu yeniden gündeme getiriyor ve insanlara anlatmaya çalışıyoruz. Neden?
Çünkü 100 yıldan beri yeme, içmelerimizi biz kontrol etmiyoruz, başkaları kontrol ediyor. Biz kendimizi kontrol edemez duruma gelmişiz. Bizi neden başkaları kontrol ediyor?
Çünkü onlar suyun başını tutmuşlar. Onlar üretiyorlar, onlar formüle ediyorlar. Biz de onlara bakarak; «Herhâlde bunlar güzel şeyler…» deyip, onları taklit ederek üretmeye başlıyoruz ve insanlarımıza yedirmeye çalışıyoruz. Hâlbuki onların meydana getirdikleri gıda sistemi ne yazık ki, Allâh’ın bize izin verdiği sınırlar içerisinde bir gıda sistemini barındırmıyor.
Meselâ; bizde domuz kesinlikle hem necis, hem haram! Onun hiçbir zerresini, hiçbir eczasını, hiçbir maddesini kullanma iznine sahip değiliz. Ama maalesef 100 yıldan beri bu sistemi ele geçirmiş olan batı, böyle bir sınırlamaya sahip değil. Dolayısıyla domuz; onlar için en kıymetli ürün, malzeme. Onun her zerresinden, her eczasından birtakım maddeler üreterek, insanların hatta hayvanların üretiminde, beslenmesinde kullanılır duruma gelmiş. Bu çok korkunç bir durum, korkunç bir tablo ve biz maalesef 100 yıldan beri bu tabloyla çoluk çocuğumuzu; besleyerek, büyüterek, yetiştirmek durumunda olduk. Şimdi bunun farkına vardık ve tevbe edip, kendi pozisyonumuzu Allâh’ın istediği çizgiye getirmek durumundayız.
Bu dönüş nasıl olmalı? Hayatın her sahasını kapsayan bir meseleden bahsediyoruz?
Helali istiyorsak; ürünlerle, üretimlerle, fabrikalarla, aletlerle, cihazlarla, makinelerle, bizim yeniden hem hâl olmamız lazım. Yani bizim isteğimize göre bir üretim yapabilecek duruma gelmemiz lazım. Bunun için ciddî çalışmalar yapmamız gerekiyor. Dolayısıyla GİMDES bu ihtiyaçtan dolayı ortaya çıktı. GİMDES fabrika mı kuracak? Hayır. GİMDES makine mi üretecek? Hayır. GİMDES gıda maddesi mi üretecek? Hayır. Bunları yapmak isteyenleri koordine edecek, kontrol edecek ve Müslümanların ihtiyacına cevap verecek şekilde çalışmalarını sağlayacak. Başka çaremiz yok. Çünkü, dünya kadar paraya ihtiyaç var, dünya kadar elemana ihtiyaç var. Ama GİMDES gibi kurumlar, bu çalışmaları bir kadro olarak oluşturursa, firmaları tüketici grubu olan, Müslüman insanlarla karşılaştırarak bir çözüm bulma durumunda olabileceklerdir.
Nitekim bunu yaptık. 2005 yılında kurulmuş olduk. Devletin dernekler kanununa dayalı maddelerine istinaden; «Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Araştırmaları Derneği (GİMDES)» şeklinde kuruldu ve buna bağlı olarak da GİMDES Helal Ürünleri Araştırma Enstitüsü şeklinde bir de iktisadi işletme kurumu oluşturduk. Dolayısıyla bu derneğe bağlı bu kurumla, bugün dünyada sözüne itibar edilen bir kurum kimliği ortaya çıktı, elhâmdülillâh.
2005’te kurulduk ama 2009 yılında ancak milletler arası ortamda GİMDES bir söz sahibi olacak duruma geldi ve bugün sadece Türkiye’de 14 bin çeşit ürünün kontrolünü ve 450-500 firmanın sertifikalama çalışmalarını yapıyor. Her geçen gün de yeni yeni firmalarımız bu kervana eklenmeye devam ediyor. Bu bizim için sevindirici bir durum ama yeterli değil.Tüketiciler şuurlu hâle geldikçe firmalar da mecburen bu kontrolü bizim gibi kurumlara yaptırmak zorunda kalacak ve böylece bugün piyasada aşağı yukarı 50 bin çeşit ürün varsa, 50 bin çeşidi de Denetleme ve Sertifikalama kurumumuzun kontrolünden geçmiş olarak, insanlara sunulacaktır.
Helal sertifikası sadece gıda konusunda mı, yoksa başka sahalarda da sertifika veriyor musunuz?
Hoca efendilerimiz, fıkıh hocalarımız, teknik bilim kurulu hocalarımız ile birlikte, toplumu ilgilendiren altı konuda birer standart sistemi oluşturduk. Gıda maddelerinde standartlarımız var. Kozmetik ürünlerinde standartlarımız var.Sağlık ürünlerinde standartlarımız var. Tekstil ürünlerimizde standardımız var. Ayrıca mesela toplumdaki fertler sosyal olarak çeşitli seyahatler yapıyorlar değil mi? Gittiği yerlerde İslâm’a uygun bir otel, İslâm’a uygun bir restaurant, İslâm’a uygun bir yolculuk programı uygulayacak hassasiyete sahip olması lazım. Bunun için Helal Turizm Standardı diye bir standart oluşturduk. Hem oteller, hem de restoranlar, hatta yolculuk şartları dahî bu konuda bu standardın içine giriyor.
Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER