HELAL gıda sektöründe 4 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşan Türk ekonomisi, hedefini daha da yukarı çekebilir. Özel sektör aracılığıyla yapılan üretim ve ihracat konusunda 2023 yılı için büyük hedefler planlanabilir. GİMDES yetkililerince, 2023 yılına kadar helal gıda üretim ve ihracatını yapacak firma sayısının toplam firma sayısınının %70’ine ulaşması hedefleniyor. Halen 4 milyar dolar civarında olan helal gıda ihracat rakamlarının ise 15 milyar dolara yükselebileceği tahmin ediliyor
Helal gıda pazarı 2023′de 337 milyar dolara çıkacağını ön gördüğümüz Türkiye’nin, GİMDES Helal ekonomi, Helal Yaşam Stili sektörleri {gıda, kozmetik,moda, turizm, restorant, catering, ilaç, lojistik, finans ve medya) küresel olarak gelişmeye başlıyor. Türkiye’nin Helal yaşam stili iç tüketim piyasası, küresel olarak ikinci en büyük potansiyele sahip bir piyasa. Söz konusu piyasanın, 2012 yılında 154 milyar dolar olarak tahmin edilirken, 2023 yılında 337 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. İslami yaşam stili olarak en büyük piyasa olan Endonezya’nın 2012 yılında 235 milyar dolar ve üçüncü en büyük piyasa olan Suudi Arabistan’ın 91 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. (Thomson Reuters ortaklığında hazırlanan son “State of the Global Islamic Economy” raporunda,)
Yıllık | *Ülkemizin 5 yılda yaptığı toplam Gıda ihracat rakamları | GİMDES Helal Sertifikalı ihracat rakamları |
2013 | 15 000 000 000 $ | 3 250 000 000 $ |
2012 | 14 000 000 000 $ | 2 500 000 000 $ |
2011 | 13 000 000 000 $ | 1 700 000 000 $ |
2010 | 11 000 000 000 $ | 500 000 000 $ |
2009 | 10 000 000 000 $ | 50 000 000 $ |
*TİM verileri kullanılmıştır
Bu süreç daha da ivme kazanarak yürüyebilir, ancak bazı çevrelerin bilerek veya bilmiyerek yaptıkları hatalı eylemler bu sürecin sağlıklı ilerlemesini engelleyebiliyor. Hatta geçtiğimiz 5 yılın sonuçlarının dahi bu anlamsız engellemeler yüzünden beklediğimiz rakamların altında kaldığını söyleyebiliriz.
Bu engelemeler üzerinde biraz durmak istiyorum. Öncelikle 30-40 yıllık bir mazisi olan Helal ürün arayışı, tamamen müslüman toplumlarda bir sivil toplum faaliyeti olarak başlamış ve halen öyle devam etrmektedir. Çoğunluğu gayri müslimlerden oluşan ülkelerde müslümanların bu talepleri ,musevilerin Kosher’i gibi vejeteryan’ların VEGAN’I gibi haklı bulunmuş ve sivil kuruşlar ile ticari menfaat hesabı yapan firmalar arasında uygulanmaya başlamışlar. Bazı devletler de Müslüman toplumlarının bu hakkını insani bir anlayış içinde yasayla güvence altına almış.
57 İslam ülkesinde de bu açılım yine sivil toplum statüsünde bir halk hareketi olarak başlamış ve öyle devam etmeye çalışmaktadır. Bir çok İslam ülkesi devletleri ise dünyada büyüyen ve yükselen bir trend gösteren bu harekete el koyma tarzında bir müdahale yolunu seçmiştir. Bu devletler Müslümanın olmazsa olmaz imani bir meselesi olan Helal ve Tayyib ürün isteme hakkını bir tarafa iterek “benim tüccarım kazansın” mantığı ile helal sertifikalama sistemini sulandırarak istasmar etme gibi etik olmayan bir yolu tercih etmektedirler. Bu yaptıkları, yüzyıldır müslümanları istismar ederek rantlarını sürdürmüş olan kapitalist ve emperyal zihniyetli batının yapa geldiklerinden farkı nedir? Diye düşünmekten insan kendini alamıyor.
Türkiye’de bu çalışmaların merkezinde bulunan (GİMDES) Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği ise 2005 yılından beri faaliyet gösteriyor. 2009 yılında uluslar arası alanda akredite olan GİMDES bu tarihten beri GİMDES Helal ve Tayyib Sertifikası veriyor. Bugüne kadar 10 alt sektörde 350’yi aşan firmaya GİMDES Helal Sertifikası verilmiş.
Dernek Başkanı Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER helal gıda konusunun dünya genelinde giderek önem kazanan bir konu olduğunu belirtiyor. BÜYÜKÖZER, “Bugün artık Birleşmiş Milletler bünyesindeki The Codex Alimentarius Komisyonu dahi “Helal Sertifika” konusunu gündemlerine almış bulunmakta, Malezya, Endonezya, Körfez ülkeleri ile birlikte birçok ülkede de halklarının talepleri istikametinde “Helal Sertifika”lı ürün talebi artmakta ve market raflarında yerlerini almaktadır.
GİMDES Helal Sertifikasına sahip olan firmalar bu pazardan pay alabilecek bir konuma gelmektedir. İlk yıllarımız olan 2009-2010’da yaptığımız bir araştırmada GİMDES Helal Sertifikası almış firmalarımızın yaklaşık bir milyar ABD dolarlık ihracatı gerçekleştirdikleri bilgisine ulaşmıştık. Ayrıca bu belge ile dünyanın çeşitli ülkelerinde gerçekleştirilen Helal Ürünler Fuarlarına rahatlıkla girebilme imkânı sağlamaktadırlar.
Din ve sağlıkla ilgili yönlerinden başka, konunun ekonomik yönü de çok önemlidir. Helal sertifikalı ürün talebinin 2.5 trilyon ABD doları olduğu tahmin edilmektedir. Bu rakamın şu anda gerçekleşebilen oranı yüzde 20 olarak tahmin edilmektedir. Helal sertifikalı ürünlerin ülkemizde üretilir duruma gelmesi ile, ülkemizin gıda ihracatında önemli bir artış da olabilecektir; Akıllı politikalar ile Türkiye, ekonomik hacmi 2,5 trilyon ABD doları olarak tahmin edilen “Küresel Helal Pazar”ının çok önemli ve aranan aktörü olabilecektir” diye konuştu.
Helal Sertifikası firmalara neler kazandırıyor?
İşte konu ile ilgili bazı firma yetkililerinin medyaya intikal etmiş görüşleri;
Selva Makarna GİMDES Helal Gıda Sertifikasını; sade makarna, un ve sade irmik çeşitleri için aldı. Bu sertifika ile birlikte bazı ülkeler ile alışverişleri daha kolay bir sürece girmiş. Selva Gıda Genel Müdürü Mehmet Karakuş, “Uzak Doğu ve Orta Doğu’nun birçok ülkesine ihracatımız ve bağlantılarımız devam ediyor. Aldığımız Helal Gıda Sertifikası ile bu ülkelerde yeni satış noktaları kazanma hızımızın artacağını düşünüyoruz. Bu hız artışıyla birlikte söz konusu ülkelere gerçekleştirdiğimiz ihracatın yüzde 20 oranında artacağını öngörüyoruz” diye konuştu.
Selva olarak üretimde kalite ve güvene olan hassasiyeti her zaman en üst düzeyde tuttuklarını belirten Karakuş, “Bu sertifika ile öncelikle bunu tescil ettirmiş olduk. Ayrıca ihracat faaliyetlerinde de elimizi güçlendiren bir belgeye kavuştuk. Yaklaşık 70 dünya ülkesine aktif olarak ürün gönderiyoruz. Bu ülkeler arasında Müslüman nüfusa sahip birçok ülke var. Helal Gıda sertifikamızı görmek isteyen ülkeler olabiliyor. Satışları hızlı tutabilmek ve prosedürler ile ihracatımızı kesintiye uğratmamak için bu belgeye sahip olmanın doğru olduğunu düşünerekGİMDES Helal Gıda Sertifikası’nı aldık. Ayrıca güveni ve kaliteyi temsil ettiği için bu belgenin duvarımızda olmasına önem veriyoruz” dedi.
Sunar Grup Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Çomu ise Uzakdoğu’dan Avrupa’ya, Ortadoğu’dan Afrika’ ya kadar 80 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini belirterek “Özellikle Ortadoğu, Kuzey Afrika, Güney ve Güneydoğu Asya ile Çin gibi Müslüman halkın yoğun olduğu bölgelerde satışımızı arttırmada ve yeni müşteriler bulmamızda özellikle GİMDES Helal ve Tayyib Gıda sertifikasının faydalı olduğunu gördük. Malezya, Endonezya, Singapur, Filipinler ve Avrupa ülkeleri, ürün üzerinde Helal Gıda logosunun olmasını talep ediyorlar. Yurt dışında bulunan Müslüman müşteri kitlesi düşünülerek GİMDES Helal Gıda sertifikasına başvurduk.
Somut bir örnek vermek gerekirse, Singapur ve Malezya’dan sipariş veren müşterilerimiz ilk önce Helal Gıda sertifikamızın olup olmadığını sordu. Helal gıda sertifikası tüketiciler için dini vecibe açısından önemli olduğu gibi, sağlıklı ve hijyenik ortamlarda güvenilir bir şekilde tüketime hazır hale getirilen ürünlerin raflarda ayırt edilmesini kolaylaştıran bir güven hissi veriyor. Üretici için de helal ve temiz ürünü temsil eden bu sertifika, üretim anlayışında farklı bir sorumluluğu üreticiye yüklüyor. Bugün yurtdışı pazarlarda tüketici için helal logolu ürün almak bir ayrıcalıktır” diye konuştu.
Helal gıda sertifikasına sahip ülkeler kendilerine rahatlıkla dış pazarda yer bulabiliyor. Müslüman birçok ülke yapacakları ithalat için Türk firmalarını tercih ediyor ancak tek şart helal gıda sertifikasının olması, sertifikası olan firmalar aldıkları talepler karşısında şaşkına dönüyor. Küçük ve orta ölçekli firmalar da GİMDES Helal gıda sertifikası sayesinde dış pazarda kendilerineyoğun bir şekilde yer buluyor.
Emiroğlu Un Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Üzeyir Emir: Belgeyi almamızın ardından ticaret hacmimiz bir anda büyüdü. Malezya, Irak, Filipinler ve Endonezya gibi ülkelerle ticarete başladık. Şu an 20 bin ton un satıyoruz. Adeta Müslüman ülkeler un almak için sıraya girdi. Bu sayede büyük bir ihracatçı firma haline geldik.
Beş Yıldızlar Et Sanayi Genel Müdürü Gökhan Altınkaya: Helal gıda sertifikasını almamızın ardından üç ülkeden et siparişi geldi. İlk dış ticaretimizi ise Irak ile gerçekleştirdik. Türk tüketiciler de helal sertifikası olan ürünleri tercih etmeye başlayınca belge yurtiçinde de önemli bir yere gelecek. Arap ülkeleri sadece helal sertifikası sebebiyle Yeni Zelanda, Arjantin ve Brezilya gibi Müslüman olmayan ülkelerden et alıyor. Biz de GİMDES Helal gıda sertifikasını aldıktan sonra bu piyasada kendimize yer bulduk.
Erpiliç Tavukçuluk Genel Müdürü Mustafa Ericek: Tüketici ürünü artık güvenli bir biçimde alıyor. Biz Erpiliç olarak Avrupa Birliği İhracat Ön İzin Belgesi alan tek şirket konumundayız. Belgeyi aldıktan sonra Orta Asya Türk cumhuriyetleri, İran ve Irak’la büyük miktarda ticaret gerçekleştiriyoruz.
Seyidoğlu Şirketi Genel Müdürü Mehmet Göksu: Helal gıda sertifikasını aldıktan sonra Ortadoğu ve Arap ülkelerinden 200 bin liralık helva ve reçel için talep geldi. Özellikle Arap ülkeleri sürekli helal gıda sertifikamız olup olmadığını soruyor, bu konuya çık dikkat ediyorlar. İhracat hedeflerimiz için bu belgeyi almak firmamız adına çok önemli bir adım oldu. Şimdi on ülkeye ihracat yapıyoruz ancak hedefimiz bu yılın sonuna kadar 20 ülkeyle ticaret yapmak.
“İHRACATI ARTTIRMAK İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYORUZ”.
“Gıda İhracatında Gelecek, Helal Sertifikalamada Olacak”.
Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) Genel Sekreteri Ekrem ÖZŞEN, Türkiye’de helal gıda sertifikalama konusunda öncülük yaptıklarını belirterek, “Önümüzdeki dönemde gıda ihracatında gelecek, helal sertifikalı ürünlerin olacak.” dedi..
Güney Marmara Bölgesinin bir gıda bölgesi olduğunu hatırlatan ÖZŞEN, “Bu konuda geleceği görebilmek önemli. Bugün baktığımızda bölgede sadece 20 firmanın Helal Sertifikası bulunuyor. Bizim bölge olarak başta İslam ülkeleri olmak üzere gıda konusunda daha çok ihracat yapmamız gerekiyor. Gelecekte bu iş daha önemli bir hal alacak. Helal konusuna hem ticari hem dini yönüyle bakmak lazım. ABD, Brezilya firmaları mallarını İslam ülkelerine satacak, bizim ülkenin bölgenin malları bu ülkelerin kapılarından dönecek! Bizim bunu aşmamız gerekiyor” dedi..
Ekrem ÖZŞEN, GMKA olarak bölgenin ihracat potansiyelinin harekete geçirilmesinin en önemli öncelikleri olduğuna işaret etti. 2012, 2013 yıllarında ihracat konulu bir proje teklif çağrısıyla bölgedeki KOBİ’lere hibe desteği sağladıklarını hatırlatarak, “Bu yıl da tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi amacıyla yine KOBİ’lerimize hibe destek veriyoruz. 3 yıldır İstanbul CNR fuar alanında gerçekleştirilen Helal ve Sağlıklı ürünler fuaraına bölgemizin Helal Sertifikalı firmalarımızın da katılımını sağlamak için stand alanı tahsis ediyoruz. .
İhracatımızı arttırmak için sadece proje teklif çağrılarıyla kalmadık, fuar katılımlarını destekledik, ihracat konulu sempozyum, eğitim ve toplantılar düzenliyoruz. Ürünlerimizin dış piyasada kabulünü arttırmanın bir yolu da helal sertifikası edinip bunun talep edildiği coğrafyalarda yeni pazarlara ulaşmaktır. Helal sertifikası, gıda ürünleri için Ortadoğu’dan Güney Doğu Asya’ya, Kuzey Afrika’dan Avrupa ve Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyada talep edilmektedir. Bu ürünlerin, dünya genelinde 860 milyar dolarlık bir pazarı var.” diye konuştu..
Orta Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mustafa Palancıoğlu, Arap ülkelerine ihracat yapmak isteyen firmalara helal gıda sertifikaları almaları konusunda uyarılarda bulunarak, ”Bölgemizdeki üreticilerin en kısa zamanda helal gıda sertifikası alması ihracat açısından son derece önem arz ediyor” dedi.
Palancığlu, Orta Anadolu Kalkınma Ajansı’nın Kayseri, Sivas ve Yozgat bölgesinde yürüttüğü mali destek programları yanında işletmelerin daha profesyonel, yenilikçi, ihracata yönelik, kaliteli, hijyen, sertifikalı ve günün ihtiyaçlarına yönelik katma değeri yüksek ürünler üretmesi içinde çalışmalar yaptığını belirtti.
Bu kapsamda ajans olarak dünyada giderek önem kazanan helal ürünler pazarından bölgenin yeterli ölçüde pay alması içinde çalışmalar yaptıklarını anlatan Palancıoğlu, ”Bilindiği üzere dünya da 112 ülkeye yayılmış yaklaşık 2 milyar Müslüman nüfus bulunmaktadır. Bu helal ürünler için çok önemli bir pazar konumundadır. Bu pazardan en çok faydalanan ülkelerin başında Malezya, Endonezya, Tayland, Avustralya, Avrupa Birliği, Kuzey Amerika ve Singapur gelmektedir.
Helal ürünler sektörü sadece gıda ürünlerini değil aynı zamanda tıbbi ürünler, kozmetik ve deri ürünleri gibi ürünleri de içermektedir. Bu nedenle helal ürünler pazarının yaklaşık yıllık 2,5 trilyon dolar civarında olduğu düşünülmektedir. Orta Anadolu Kalkınma Ajansı 60 bin kilometre kare yüz ölçümüyle Türkiye’nin en büyük coğrafi alanına sahip ajanstır. Bu tarım, hayvancılık ve gıda alanında büyük bir potansiyel demektir. Bu potansiyeli en iyi şekilde kullanmak ve helal gıda pazarından en iyi şekilde bölgemizin faydalanmasını istemekteyiz.”dedi.
Palancıoğlu, bu nedenle bölge sınırları içerisindeki işletmelerin helal gıda sertifikası alarak helal ürünler pazarından yeterli payı alması için çalışmalar başlattıklarını anlatarak, öncelikle işletmelerin helal sertifikası alması için gerekli şartları oluşturması, bilgilendirme, bilinçlendirme ve eğitim için gerekli faaliyetler yürüteceklerini ifade etti.
Başta mali destek sağlamış oldukları işletmeleri helal ürün sertifikasyonu için bilgilendirdiklerine dikkati çeken Palancıoğlu, bölgelerindeki tüm işletmeleri de bilgilendirerek, ajans faaliyetlerine dahil etmeye çalışacaklarını söyledi.
Bu kapsamda helal sertifikalı ürünlerin ihracat potansiyelinin daha fazla olduğunu tespit etmiş bulunmaktayız. Bu nedenle bölgemizdeki üreticilerin en kısa zamanda GİMDES Helal gıda sertifikası alması ihracat açısından son derece önem arz ediyor” dedi.
FUARLAR ÜRÜNLERİMİZİ İÇ VE DIŞ PAZARLARDA TANITIMINI SAĞLAYACAK EN ETKİLİ KURUMLARDIR.
Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı’nın beşincisi 4-7 Eylül’de İstanbul’da düzenleniyor
Türkiye’de alanının tek fuar organizasyonu olan Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı’nın ikincisi 4-7 Eylül 2014 tarihleri arasında CNR Expo İstanbul’da düzenlenecek. 2010 yılında ilk defa düzenlenmesine rağmen büyük ses getiren fuarın ardından, sertifikalı firma sayılarında artışı da göz önüne alındığında bu yıl fuarın çok daha büyük olacağı ve daha çok firma ve alıcıyı bir araya getirmesi bekleniyor.
Organizasyonun gıda sektörünün yaklaşık 200 firmasını bir araya getirmesi bekleniyor. Bununla birlikte fuar ile eş zamanlı yapılacak olan konferansların bu yıl da fuar alanının konferans salonlarında gerçekleştirilecek olmasının ilgiyi artırması bekleniyor. Fuar süresince devam edecek olan konferansa dünyanın pek çok yerinden gelecek olan alım heyetleri, akademisyenler, Helal sertifika veren kurumların yetkilileri ve bu pazarda olup alım sorumlusu olarak görev yapanlar, fuar alanından geçerek konferansa katılabilecek.
Dünyada helâl gıda sertifikalama çalışmaları Müslümanların azınlık olduğu ülkelerdeki Müslümanların girişimleriyle başlamıştır. Helâl sertifika uygulaması ise 1960’lı yıllarda ABD de yaşayan Müslüman gıda ve teknik uzmanları tarafından atılmış bir adımdır. Malezya, Endonezya, Brunei, Saudi Arabistan gibi ülkelerde helâl sertifikalandırma işlemi yapılırken daha sonar diğer pek çok ülkede de çeşitli kurumlar tarafından bu işlem yürütülmeye başlanmıştır. Dünyadaki helâl sertifika kurumları, büyük ölçüde vakıf, dernek ve sivil toplum kuruluşu olarak görev yapmakta, sertifikalama karşılığında, bu faaliyetlerin devamını sağlamak için belli ücretler talep etmektedirler.
Bugün tüm dünyada Helal gıda potansiyel talebinin 850 milyar doları aştığını dile getiren Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı partnerinden biri olan GİMDES’in Başkanı Dr.H.K.BÜYÜKÖZER , “Türkiye bu konuda çok geri kalmıştır. Her ne kadar Brezilya, Malezya, Endonezya gibi Helal Sertifikasyonu konusunda dikkat çeken ülkeler, konuyla ilgili olarak Türkiye’yi lider ülke konumunda görmek isteseler de birçok mrvzuat yasaları da dahil olmak üzere, Türkiye’nin bu pazardan en büyük dilimi alabilmesi yolunda, bir an önce tüm dünya tarafından akredite olan WHC’nin Türkiye temsilcisi GİMDES kurumu ve bu kurumun sertifikasyon süreçleri incelenerek içeride ve dışarıda tanınmalı ve Türkiye’nin Helal Gıda pazarında hızlıca girmesi sağlanmalıdır” diye konuştu.
BÜYÜKÖZER, Helal Gıda sektörü ile ilgili tespitlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada Müslüman nüfusu 2 milyarı aşmış olmasına rağmen, özellikle gıda sektörü başta olmak üzere İslami usullere uygun standartta ürün üretmek ve farklı coğrafyalarda pazara sunmak konusunda belli bir standart maalesef bugün hâlâ sağlanamamaktadır. Oysa Kosher standartları adı altında tüm dünyanın kabul ettiği Yahudi inancının standartları da bir o kadar yaygındır. Öyle ki günümüzde Avrupa’da yaşayan Müslüman nüfus en basit market alışverişinde dahi, çok kere helal inancına uygun olmamakla beraber, Kosher standartlarında üretilmiş ürünlere yönelmeyi ve marketlerde bile bulabileceğiniz Kosher reyonlarından alışveriş yapmayı tercih etmektedir.
Farklı coğrafyalarda bile olsa İslam inancını kabul etmiş nüfusun bilinçlenmesi ile birlikte helal üretim standartlarının belirlenmesi ve helal ürün sertifikasyonu ihtiyacı kendiliğinden doğmuştur. Bu ihtiyaç elbette paralelinde bir pazar doğmasını sağlamıştır. Eğer pazara çıkacak ürün/hizmet varsa, normal olarak bununla ilgili fuar gereksinimi de doğmaktadır. Müslüman ülkelerde üretilen çok sayıda ürünün kötü paketleme, istikrarsızlık yüzünden talep görmemesi, Helal ürünlerde kalite, güvenilir paketleme ve etiketleme açısından evrensel standartlara sahip olmaması, çok hassas değerler üzerine kurulu olan Helal sektöründe uyumluluk ve bütünlük sağlanamamasından dolayı bu pazarın en çok hareket ettiği coğrafyada Türkiye’nin lider konuma gelmesi ve ülkenin pek çok pazarda olduğu gibi Helal pazarı için de rahatlıkla lojistik bir üs olabileceği için Helal Gıda pazarına hızlıca girmek adına organizasyonun İstanbul’da düzenlenmektedir.”
Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı’nın 2010 yılında ilk defa gerçekleştiği, özellikle ithal et ve ithal edilen etin helal standartlara uygun üretilip üretilmediği tartışmalarının başladığı bir döneme denk gelmiş olması, medya tarafından çok yoğun bir ilgiyle takip edilmesini sağladığını belirten BÜYÜKÖZER, “Bu durum Türk perakende sektörü tarafından da atlanacak bir durum değildi. Hatta fuar ile birlikte şubelerinde Helal Reyon kurulması hakkında çalışmalar başlatan zincir marketler de oldu” dedi.
Fuarda ne gibi etkinlikler olacak?
Fuarda, GİMDES tarafından “Helal Ürün Ticaretini Artırmada Küresel Tek Bir Standardın Önemi” teması ile 7.Uluslararası Helal ve Tayyib Ürünler Konferansı gerçekleştirilecek ve helal ürün standardı masaya yatırılacak. Konferansta kamu temsilcileri, tüketici örgütleri, gıda sektörü profesyonelleri ile akademisyenlerin yanı sıra ilgili sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve meslek mensupları bir araya gelecek. Etkinlikte, küresel helal olma istekleri, helal sertifikalama programları, İslami sertifika kuruluşlarının müşterek bir standartta buluşma imkanları, bu programlardan küresel ortamdaki ulusal ve uluslararası pazarlarda nasıl faydalanılacağı ve helal kavramına üretici-tüketici yaklaşımları da konuşulacak. Ayrıca 5. Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı Helal Gıda konusunda farklı coğrafyalarda oluşan pazarlarda akredite olan, bu pazarlarda ticaret yapma imkanı veren uluslararası sertifika kurumu WHC (World Halal Council ) de ev sahipliği yapacak.
Dünyada 112 ülkeye yayılmış 2 milyar Müslüman nufus bulunmaktadır. Yıllık 200 milyar dolarlık işlem hacmine sahip olduğu tahmin edilen bu tüketici topluluğunun 1.3 milyarı İslam Konferansı Teşkilatı (OIC) üyesi 57 ülkede yaşamaktadır. Dünya ekonomisinde gittikçe önem kazanan helâl gıda pazarının yıllık 2.5 trilyon dolara ulaşması beklenmektedir.