Dr.Hüseyin BÜYÜKÖZER
Gazze’de dünya kafirlerinin desteğinde israilin 20000 Müslümanı şehit ettiği, binlercesini yaralı ve sakat bıraktığı, binlerce evi oturulamaz hale getirdiği bu günlerde Müslümanlar olarak bu şeytani kutlamaları yeniden hatırlamak çok önemli bir keyfiyettir.
Gayrimüslimleri noel vb. dini ya da özel günlerinde kutlamak fıkıh kitaplarında net olarak yer alan hüküm, gayrimüslimlerin bayramlarında, o günlere “tazim maksadıyla” yapılan işlerin (hediye verme-alma, tebrik etme vs.) küfür olduğudur.
İmam-ı Rabbanî hazretleri de bu meyanda şöyle demektedir: “Hinduların bayram günlerine ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına] hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak, şirk olur. Küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyor ve bu günleri, Müslüman bayramı zannediyor ve kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar. Eşyalarını, sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi, süslüyorlar. O geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar. Bunlar hep şirktir, kâfirliktir”. (Mektubat- Rabbani 3/41)
İbni Kayyim el-Cevziyye kesin olarak haram olduğunu söyler: “Ehl-i küfre has ritüelleri kutlamak ittifakla haramdır. Örneğin bayram ve oruç günlerinde Müslüman bir kişinin “kutlu olsun”, “tebrik ederim” demesi gibi. Bu -her ne kadar küfürden salim olsa da-, muharremattandır. Bu, haça secde etmelerini tebrik etmek mesabesindedir. Hatta bu, Allah katında en büyük günahlardan ve içki içmeyi, bir cana kıymayı, zina suçunu işlemeyi vb. şeyleri kutlamaktan çok daha fazla nefret ve buğz edilmesi gerekenlerdendir. Dinin kadr-u kıymetini bilmeyen, dine fazla önem vermeyenlerin birçoğu da bu duruma düşmekte, yaptığı işin ne kadar çirkin olduğunu bilmemektedir. Netice olarak her kim bir kulu bir günahtan veya bir bidatten yahut da bir küfürden dolayı tebrik ederse hiç şüphesiz Allah’ın gazabına ve öfkesine maruz kalır.”
Ulemanın ifadelerini cem etmek adına, bu konuda en hafif hükmü ifade eden İbni Kayyim’in kelamını “eğer tazim kastı ile yapmıyor ise” şeklinde yorumlarsak kafirlerin dini bayramlarını kutlamak haramdır ve onların haça secde etmelerini tebrik etmekle aynı konumdadır. Çünkü bu eylemde, onların işledikleri küfür şiarını- ritüelini ikrar etmek ve ona rıza göstermek vardır -her ne kadar kendi nefsi için o küfre razı olmasa da. Fakat buna rağmen bir Müslümanın küfür şiarlarına razı olması ve bu sebeple başkasını tebrik etmesi haramdır. Çünkü Allah-u Teala Hazretleri şöyle buyurmaktadır:
“Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Fakat kulları için küfre razı olmaz. Ve eğer şükrederseniz sizden hoşnut olur.” (Zümer, 7)
Kutlamaya icabet etmek
Öte yandan kafirlerin bu münasebetle biz Müslümanları tebrik etmeleri durumunda onlara icabet edilmez. Çünkü bu, ne bizim bir bayramımızdır, ne de Allah’ın razı olduğu bir şeydir. Nitekim Allah (c.c.) Ali imran süresinde: “Kim İslam’dan başka bir dine yönelirse, bilsin ki onunki kabul edilmeyecektir. Ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.” (Âli İmrân, 85) buyurmaktadır.
Dolayısıyla bir Müslümanın onların yılbaşı tebriğine mukabelede bulunup “senin de” demesi de haramdır. Zira bu icabet, onların noeline iştirak etmek, ortak olmak anlamını barındırır. Ve bu iştirak da bir tür onlara karşı muhabbeti ifade eder ki bu bizzat Allah (c.c.) tarafından Mümtehine süresinde yasaklanmıştır:
“Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz; oysa onlar, Rabbiniz olan Allah’a inandığınızdan ötürü sizi ve Peygamberi yurdunuzdan çıkarıyorlar.” (Mumtehine, 1)
Kafirlere mahsus bir eylemde bulunmak
Keza bir Müslümanın, kafirlerin bu tür bayramları münasebetiyle onlara teşebbühü, benzemeyi ifade edecek, hediye alıp-vermek; tatlı, yemek dağıtmak; iş yerlerini tatil etmek gibi her türlü davranış sergilemesi de haramdır. Nitekim Efendimiz (s.a.v.)
“Her kim bir kavme benzemeye çalışırsa o da onlardandır”, bir diğer hadisi şerifte ise:
“Karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yollarına uyacaksınız. Hatta onlar bir keler deliğinden girse, siz de gireceksiniz” buyurmuş, Sahabe-i Kiramın “(Bizden öncekilerden maksat) Yahudiler ve Hristiyanlar mı ey Allah’ın Resulü?” tarzındaki sorusu üzerine “Onlar değilse ya kim?” diyerek ve kafirlere benzemeyi kesin bir dille yasaklamıştır.
Kutlamaya yardımcı olacak bir eylemde bulunmak
Bir Müslümanın kafirlere dini bayramlarını, törenlerini, kutlamalarını ikame etmelerine herhangi bir şekilde yardımcı ve aracı olması da caiz değildir. Kutlamalarında kullandıkları malzemeleri, araç ve gereçleri; hindi, yumurta, fıstık, çerez vs, yiyecek türlerini; elbiseleri, çam ağaçları vs. satmak, hediye etmek ya da bu işlerin icrasında kullanılacak her hangi bir araç gereci kiralamak, onların hizmetine sunmak bu kabildendi. Bütün bunlarda dinen yasak ve haram olan bir ma’siyetin işlenmesine yardımcı/vesile olma söz konusudur. Ve bu iş tıpkı ehli küfre içki yapacağını bile bile üzüm ya da üzüm suyunu satmak gibi caiz değildir.[5] Nitekim Allah’u zü’l-Celâl, Mâide süresinde şöyle buyurmuştur:
“Günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın. Allah’tan korkun; çünkü Allah’ın cezası pek çetindir.” (Mâide,2)
Netice olarak şunu söyleye biliriz ki, bunlardan herhangi birini yapan ya da yapılmasına vesile olan bir Müslüman İbn Abidin gibi fukahanın kitaplarında belirtildiği gibi eğer “o günlere tazim maksadını taşıyorsa –Allah’a sığınırız- küfre düşer”. Yok eğer tazim kastı yoksa harama düşmüştür, günahkârdır. İster nezaketten veya muhabbetten ötürü yapmış olsun, ister utandığından ortam gereği yapmış olsun durum aynıdır. Çünkü; dinimizde kafirlere benzeme-teşebbüh mezkür hadîsi şeriflerden de anlaşıldığı gibi yasaklanmıştır.
Bu tür bayramları tebrik etmek, onlara herhangi bir surette iştirak etmek bir tür meveddet ve sevgidir ki bu ilgili ayetlerle yasaklanmıştır.
Yılbaşı ve noel kutlaması bir tür bayramdır ve dinî ve akîdevî boyutu olan bir meseledir. Nitekim Efendimiz (s.a.v.): “her topluluğun bir bayramı vardır. Bizim bayramımızda budur” diyerek, her toplumun kendine has bir bayramı olduğunu ve biz Müslümanların ise ayrı bir bayramı olduğunu ifade etmiştir.
Bu kutlamayı yapan bir Müslüman Allah’ın dininde ikiyüzlü davranmaktadır, amelî münafıklık alameti taşımaktadır. Halbuki gerçek bir Müslüman hangi şartta olursa olsun Allah’ın dinini yüceltmek ve onu her şeyin üstünde bir değer olarak hayatının her safhasında ortaya koymakla memurdur.
Bu kutlamalara bir Müslümanın aracı olması da, haram olan bir işe yardımcı olmaktır ki bu da ilgili mezkür ayet ile yasaklanmış ve son söz olarak Allah (c.c.) şöyle demiştir: “Allah’tan korkun; çünkü Allah’ın cezası pek çetindir.”