Haberler Son Eklenenler

MARGARİN ÜRETİCİLERİNİ DÜŞÜNMEYE DAVET EDİYORUZ!..

MARGARİNLER-HİDROJENE VEYA İNTERESTERİFİKASYON YAĞLAR-Trans Yağ Asitleri 
GİMDES olarak, yaşam tarzımız içerisinde margarine yer vermememiz gerektiğine dair endişelerimiz devam etmektedir.

Bilindiği gibi bitkisel sıvı yağların hidrojenizasyon metodu ile yapay olarak katılaştırılmaları sonucunda elde edilen yağlara margarin veya hidrojene katı yağ denmektedir. Margarinler doymuş yağ gurubuna giren yağlardır. Bünyelerinde yapay olarak oluşan trans yağları da barındırırlar.
Muhtelif geniş çaplı çalışmalar erken ölümlerle yüksek miktarda trans yağ tüketimi arasında kuvvetli bir bağın olduğunu göstermektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve İlaç İdaresi(FDA), Amerikan Kalp Kurumu(AHA) gibi kuruluşlar trans yağ girişini sınırlamaları için topluma uyarıda bulunmaktadırlar.
Yapılan bilimsel çalışmalar sentetik trans yağ asitlerinin sağlığa zararlı olduğunu göstermiştir. Danimarka 2003’te bu yağların kullanımına en büyük sınırlamayı getirdi. Bunu Kanada takip etti. ABD’nin New York eyaletini diğer eyaletler takip etmekte…
ABD’nin Boston kentindeki Harvard Kamu Sağlığı Okulu’ndan Dr. Frank B. Hu, yaptıkları çalışmanın, kanlarındaki trans yağ seviyesi yüksek olan kadınların olmayanlara göre kalp krizi geçirme riskinin üç kat fazla olduğunu ortaya çıkardığını bildirmiştir. Circulation dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, kırmızı kan hücrelerindeki trans yağ oranının trans yağ tuketimiyle bağlantılı olduğu, bunun da kötü kolesterolun (LDL) yükselmesi ve iyi kolesterolun (HDL) düşmesiyle ilgili bulunduğu belirtildi.

Hidrojenize Yağların Verdiği Zararlar :

Koroner Kalp Hastalığına sebep olduğu kesinleşmiştir. Diyabet, Obezite, Kanser, Kısırlık (ovulasyonun baskılanması), Karaciğer Fonksiyon Bozukluğu, Hücre Fonksiyon Bozukluğu (zar yapısını bozarak) )(birçok hastalığın kapısını açmaktadır)(Alzheimer, Parkinson vb)gibi hastalıklara sebep olmasıyla ilgili pek çok bilimsel çalışma mevcuttur. Annenin beslenme tarzına (trans yağ asitleri tüketimine)bağlı olarak anne sütüne geçtiği kanıtlanmıştır. İyi kolestrol (HDL :high density lipoprotein) seviyesini düşürmektedir. Kötü kolestrol (LDL : low density lipoprotein) seviyesini yükseltmektedir. Kandaki Lp(a) atherogenic lipoprotein oranını yükseltmektedir. Kandaki yağ oranını yükseltmektedir. Alınan kalori aynı olmasına rağmen vücutta(özellikle karın bölgesi)yağ birikimi ve kilo alımına sebep olmaktadır.

Son yıllarda, bütün dünyada hidrojene margarinlerin zararları, hastalık yapma riskleri ayyuka çıkınca yeni arayışlara yönelen margarin sanayicileri, yeniden görevlendirdikleri bilim adamlarının buldukları bitkisel sıvı yağlardan margarin yapımı için interesterifikasyon denilen bir yöntemle margarinlerini üretmeye yöneldiler. İnteresterifikasyon basitçe doymamış yağ asitlerinin hidrojenle doyurulması yerine, katılığı sağlayacak yağ asitleri ile sıvılığa neden olan yağ asitlerinin enzim ya da kimyasal yöntemler kullanılarak birbirleri ile değiş tokuş ettirilmesidir. Bu yöntem eski margarinlerde bulunan trans yağlarını bir hayli azalttı ama tamamen yok edemedi.

Yapılan tüm analizlerde, bu yeni yöntemde de margarinlerin içindeki trans yağların sıfıra inmediği görülmektedir. Margarinciler, 100 gram yağda 1 gram’ın altındaki trans yağlarını galat olarak sıfır trans yağı olarak lanse ediyorlar. Sıcak preslenmiş bitkisel kökenli yağların kullanıldığı paketli ya da paketsiz gıdaların ne kadar yaygın kullanıldığı düşünüldüğünde, alınan toplam dozun arttığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Margarinciler bu yeni margarin türünü yere göğe sığdıramıyorlar. Halbuki, daha önce, 50-60 yıldan beri insanlara benzersiz reklamlarla dayattıkları hidrojene margarinler için de benzer sloganları kullanarak ürünlerini pazarladılar. Bu yağlar yüzünden milyonlarca insanın kalp hastası olmasının, bu sebeple kalp damar ameliyatı olmak zorunda kalanların, bu yağları tükettikleri için kanser olanların, hayatlarını kaybedenlerin vebalini kimler yüklenecektir?, hiç düşündüler mi? Şimdi bu yeni nesil yağların da zararlarını, hastalıklarla ölümlerle geçecek bir 50-60 yıl sonra mı öğrenmek zorunda kalacağız?