Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER
Allah (cc) kâinattaki her şeyi insan için yaratmıştır. Ancak bazı maddelerin kullanılmasına sınır getirilmiş, bazıları ise yasaklanmıştır. Bir maddenin yasaklanmasının farklı sebepleri vardır. Bazıları zaman ve mekan sınırlanması olmadan sırf Allah yasakladığı için, bazıları belli bir zaman ve kavim için sırf Allah yasakladığı için, bazıları da insan sağlığına zararlı olduğu için yasaklanmışlardır.
Beslenme, dolayısıyla gıda maddeleri insanın vazgeçilmez tabii ve temel ihtiyaçlarından biridir. Bu sebeple birçok bilim dalını uzaktan veya yakından ilgilendirdiği gibi dinlerin, bu arada İslâm dininin de ilgi alanı olmuştur. Bunun sebebi, beslenmenin gerek kaynak gerekse sonuçları itibariyle insanın beden ve ruh sağlığını, insan haklarını, hatta bazı yönlerden sosyal düzeni yakından ilgilendirmesidir.
İslam’dan önce Araplar arasında yiyecek ve içeceklerin hiçbirinden sakınma yoktu. Leşlere ve böceklere varıncaya kadar her şeyi yiyorlardı. Sadece putlara adanmış olan bazı hayvanları yemiyor, onları kesmeyi mubah kabul ediyorlardı. Bazı hayvanları erkekler yiyebilir, kadınlar yiyemez diye adıyorlar, çocuk ölü doğarsa kadın-erkek her ikisi de yiyebiliyor, canlı doğarsa sadece erkek yiyebiliyordu. Buna benzer daha pek çok putperest adet vardı. Düzeltilmesi gereken bu âcil durum sebebiyle helal-haramla ilgili âyetler öncelikle Mekke’de inmeye başlamıştı.
İslam, helal ve haram konusunda dengeli bir yol izlemiştir. Helal gıda ile beslenmek İslam’da önemli olduğu için helal ve haramın belirlenmesinde bütün Müslümanların hassasiyet göstermesi gereklidir. Zira beslenme insanın fizik yapısı kadar şahsiyetini, dini hayatını ve ibadetini de etkilemektedir. Kur’ân’ın helal ve temiz şeyleri yemeyi ve peşinden sâlih amel yapmayı emretmesi beslenme ve ibadet ilişkisini anlatması bakımından manidardır.
Bunun yanında Hz. Peygamber’in helal lokmayı teşvik etmesi, helal ile beslenmeyenin dua ve ibadetinin kabul edilmeyeceğini ifade etmesi de konunun dikkatle incelenmesini gerekli kılmaktadır. Kur’ân’ın haram ve helal olan bazı gıdaları sayarken iyi ve temiz şeylerin yenmesinin helâl, pis ve kötü şeylerin yenmesinin ise haram olduğu yolundaki genel ve ilkesel ifadesi temiz ve pis olanın belirlenmesi için çaba sarfedilmesi gerektiğini göstermektedir.
Genel olarak helal ve haramı, özel olarak da gıda ürünlerinden helal olan ve olmayanları belirlemede İslam hukukçuları bazı kriterler geliştirmişlerdir. Aslında helal ve haramı belirleme yetkisi Allah’a aittir. Gerçek nedenini bilen sadece Allah olup, kulların Allah’ın emir ve yasaklarına itaat etme yükümlülüğü bulunmakla birlikte, İslâm’ın her bir emir ve yasağının mâkul bir anlam ve sebebinin de bulunduğundan hareketle bunların neler olabileceği üzerinde düşünüp araştırma yapmaları yasaklanmamış, aksine teşvik edilmiştir.
Yiyecekler konusundaki yasakların en başta gelen amacı, insanın beden ve ruh sağlığının korunmasıdır. İnsanın beden ve ruh sağlığına zararlı olduğu sabit olan maddelerin yenilip içilmesi dinen de haram görülür. Sarhoş edici ve uyuşturucu özelliği bulunan maddelerin yenilip içilmesi de yine İslâm’ın yasakları arasında yer alır. Buna göre helal ve haram gıdalarda kesin sonuca ulaşabilmek için dikkate alınması gereken bir takım kriterler belirlenmiştir. Bunları şöyle bir sırayla maddeleştirebiliriz:
1. İlgili Ayet ve Hadisler kriteri,
2. Allah’ın yaratma hikmeti kriteri,
3. Fayda-zarar kriteri,
4.Temiz-pis olma kriteri,
5.Tabiatında iğrençlik ve vahşilik olma kriteri,
6.Boğazlama kriteri,
7.Beslenme şekli kriteri,
8.İstihâle kriteri,
9. Örf ve adet kriteri,
10. İsraf ve Kamu yararı kriteri