“Âyetlerimizden bir kısmını ona göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya seyahat ettiren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. Şüphesiz ki O herşeyi hakkiyla işiten, herşeyi hakkiyla görendir.” (Isra Suresi, 1)
Miracın ikinci merhalesi de Mescid-i Aksâdan başlayarak semanın bütün tabakalarından geçip tâ İlahi huzura varmasıdır. Bu safha da Necm Sûresinde söyle’ anlatılır:
“O ufkun en yukarısında idi. Sonra indi ve yaklaştı. Nihayet kendisine iki yay kadar, hatta daha da yakın oldu. Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti. O’nun gördüğünü kalbi yalanlamadı. Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz? And olsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü. Sidre-i Müntehâda gördü. Ki, onun yaninda Me’vâ Cenneti vardir. O zaman Sidre’yi Allah’in nuru kaplamıştı. Gözü ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı. And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü.” (Necm Suresi, 7-18.)
“Allahım, Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederiz.” “Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. (Yûnus Sûresi: 10.)
“Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, duâ edip istediklerimizi bize bağışlayan Sensin.” (Al-i İmrân Sûresi: 8.) …
“Ey Rabbim! Beni ve zürriyetimi namazını dosdoğru kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! duamı kabul et!
“Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekileceği günde beni, ana-babamı ve müminleri bağışla!” (İbrahim Suresi 40-41)
“Allahım, Efendimiz Muhammed(s.av)’e, onun âl ve Ashâb ve kardeşlerine Senin için hoşnutluk ve onun için de hakkı edâ olacak bir rahmet ve selâm eyle. Bizi ve dinimizi selâmette kıl. Duâmızı kabul eyle ey âlemlerin Rabbi! ”
>